Twitter
İrem Sertbaş
İrem Sertbaş

Can Bonomo vs. İlker Kaleli

24 Nisan 2016 Pazar

Yukarıda adı geçen iki adamın da çok yetenekli olduklarını söylemeye zaten gerek yok da ben söylemiş oldum artık. Peki neden bu adamları birbirleriyle karşılaştırıyorum/kıyaslıyorum? Çünkü bana göre ikisi de yakışıklı değil. Yani bu adamlar yakışıklı oldukları için bu kariyerlere sahip olmadılar.

Ülkemizdeki genç/yakışıklı/kaslı jön tiplemesinden uzakta daha bir entelektüel daha bir çirkin kral kalıyorlar. Üstelik ‘poz kesmeyen’ adamlar bunlar. Mesela İlker Kaleli 'nasıl daha yakışıklı çıkarım' diye bakmıyor kameraya, 'nasıl daha inandırıcı olurum' diye oynuyor. Onun tek başına uzun uzun attığı tiradları çok tanınmış karizmatik bir jönün ağzından çıkarken düşünün.  

Bana kalırsa olmaz, yakışmaz. Bazı şeyler için derinlik gerekir çünkü. Turgut Uyar veya Oğuz Atay deyince, yalnızca denmek için denmemeli, okunmuş olmalı daha önemlisi anlaşılmış olmalı. Bunların hepsi bir yana, İlker Kaleli’yi parlatan Poyraz Karayel karakteri tam da kadınların aradığı, gerçek dünya da bulunması imkânsız ‘ideal’ erkeği gözler önüne seriyor.

Nasıl mı? Bir dünya gerçeği olarak kadınlar serseri adamları sever. Ama öyle işsiz güçsüz olanları değil. Ruhu serseri adamları. Yani sabah toplantısı var diye akşam 23.00'te uyuyan bir adam pek de ilgi çekici değil. Poyraz da ‘entelektüel bir polis’ arada sırada mafyaya dönüşüyor. Aynı zamanda âşık olduğu kadın için her şeyi yapacak kadar da gözü kara. Başka söze gerek yok herhalde. E haliyle Poyraz’ın karizmatikliğinden, şiir okumalarından, şarkı söylemelerinden  karlı çıkan İlker Kaleli oluyor.

Bu da onu Can Bonomo’nun 100 metre ilerisinden yarışa başlatıyor. Bunun canlı delili ise dizide Kaleli’nin seslendirdiği sözü-müziği Bonomo’ya ait olan ‘Hikâyem Bitmedi’ şarkısının Youtube’da tıklanma rekoru kırması. Hatta ben de dahil çoğu kişinin şarkıyı ilk defa İlker Kaleli’nin ağzından duyması. Sesinin güzel olup olmadığı tartışılır ama sanki ‘mutsuzum çok hastayım, gel bul beni doktor’ derken adam sanki gerçekten hasta gerçekten bir imdat çağrısı yapıyor. O kadar içten söylüyor ki sözleri oturup kendisi yazmış gibi. Bir de balkonda dizideki sevgili Ayşegül’ün gözlerine bakarak söylemesi biraz daha duygusallaştırıyor durumu. Bonomo’dan daha arabesk, tam rakı sofrasına yakışır bir kıvamda dökülüyor sözler ağzından ‘yaz bana ne yazarsan yaz doktor, ağladım ağlamaklar yetmedi...’

Kısaca Bonomo’nun rockçı-genç hayran kitlesi yerine, daha geniş bir kitleye hitap ediyor Kaleli. Şarkıyı yerelleştiriyor. Toplamda 5 milyona yaklaşan izlenme sayısı ve güzel yorumlar İlker Kaleli’yi cesaretlendirmiş olacak ki bir de albüm çıkarmaya karar vermiş. Bu albümde Bonomo’ya ait olan ‘Hikâyem Bitmedi’yi de söyleyecekmiş.Diğer yeni nesil ‘çirkin kralımız’ Can Bonomo ise henüz televizyon dünyasında kendisini parlatmayı başarabilmiş değil.  

Poyraz Karayel’le aynı gün aynı saatte yayınlanan 'Aile İşi' dizisinde işler pek de iyi gitmiyor. Ama on parmağında on marifet olan bu beyefendide hiç kimsede olmayan, kişilerden ve kurumlardan bağımsız bir yetenek var, orası kesin. Bu cumartesi gecesi kendisini Bronx Pi Sahnesi’nde izledim bu yazıyı varsayımlar üzerine yazmamak için. Beyoğlu bomboş olmasına rağmen, mekânı doldurmuştu. Yalnız sahneye biraz geç çıktı. Ayaklarıma kara sular indi desem yeridir. Sahnede nasıldı derseniz, çok iyiydi. Yaptığı anlaşılmaz derecede karışık dansa ise akıl sır erdiremedim. 

 

Bir küçük Kaş meselesi

20 Eylül 2016 Salı

Eylül geldi de yaz mı bitti? Sizi bilmem ama ben bu sene deniz-kum-güneş tatilimi eylüle bırakmak zorunda kaldım. Herkes Bodrum'dan, Çeşme'den fotoğrafını çektiği bronz bacaklarını Instagram'da paylaşırken, zavallı ben İstanbul sıcağında kavruluyordum. Herkes o meşhur beach'lerde...

Kaçak düğün notları

23 Ağustos 2016 Salı

Sıradan bir cumartesi gecesi, sıradan bir şekilde Nazlı'yla yemek yiyoruz. Cihangir'de serin bir ağustos akşamüstü, sokaklar diğer mevsimlere oranla tenha... Canımız sıkılıyor, eve çıkıyoruz. Televizyonda hiç esmeyen yaz dizileri, haber kanalarında tartışma programları var. Zaman...

Ciao Italia!

07 Temmuz 2016 Perşembe

Uzun süren kış sezonun bitmesiyle; bütün sene botların, çizmelerin, spor ayakkabıların içinde eciş bücüş olmuş ayaklarım bir pedikür yüzü gördü. Kuaförde geçirilen bir tam günün ardından, bilumum güzelleşme aktivitelerinin hepsini icra ettim. Bu hazırlıkların tek bir amacı vardı: ...

Bu filmler kanınızı donduracak

03 Haziran 2016 Cuma

Korku filmlerini çok seven biri olarak Türk yapımı 10 korku filmini listeledim. Listeyi yaparken daha önce izlediğim filmleri tekrar izlediğim de oldu. Bir haftaya yaklaşık 20 film sığdırdım. Artık uyku uyuyamaz hale geldim. Gözümü kapatıyorum cin, açıyorum garip yaratıklar. Yatağımı...

Türk usulü Jim Carrey'ler

10 Mayıs 2016 Salı

Türkiye'de mizah denice akla ilk gelen isimler Cem Yılmaz, Ata Demirer ve Şahan Gökbakar oluyor. Ancak son dönemde yıldızı parlamaya başlayan genç yetenekler de var. Şimdilik biraz gölgede kalsalar da kariyerlerinde başarılı adamlarla ilerliyorlar. Güldüren genç kuşakta en dikkat...

Mahalle savaşları

14 Mart 2016 Pazartesi

'Eyy istanbul sen mi büyüksün ben mi büyüğüm' dedim ve İstanbul'un trend semtlerini gezmeye başladım. Ve şu an yorgunluk seviyeme bakılacak olursa (yazı yazmak için parmaklarımı zor hareket ettiriyorum) kesinlikle İstanbul büyükmüş. CUMA-CİHANGİR Saat sekiz sularında Cihangirlilerin...